0 530 929 85 85
·
info@soyerhukuk.com
·
Pzt- Cuma 08:30-18:00

Türkiye’de devre mülk sebebiyle yüzbinlerce insan mağdur edilmektedir. Devre Mülk adı altın yapılan ve ülkemizde yaygın olarak uygulanan sistematik süreç her gün artmakta ve haberlere konu olmaktadır. Devre mülk satışlarının ve bu devre mülklerin aidatlarının adeta “modern dolandırıcılık” yöntemi haline gelmiş ve haksız kazanç peşinde koşan bazı şirket ve kişilerin tüketicilerin bilgisizliğini kullanmaktadır.

Türkiye’de devre sözleşmenin ve genelde arkasına iliştirdikleri bono vasfındaki kambiyo senetleri sözleşme yaptığı herkese imza ettirilmekte ve söz konusu bu bonoları ciro etmek suretiyle sözleşmeyi imza eden herkese icra takibi başlatmaktadırlar ve başlatmak ile tehdit etmektedir.

Bu uyuşmazlığa ilişkin mahkemeler dosyaları gibi birçok tüketici mahkemesinde açılan davalar neticesinde Sözleşmenin geçersizliği; senetlerin iadesi ve iptali kararları verilmiştir.

İmza ettirilen sözleşmelerin metinlerinde genelde taşınmazların aynına ilişkin bir takım hükümler yazılmaktadır. Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 58. Maddesi düzenlemesine göre Devre mülk hakkı ancak mesken nitelikli, kat mülkiyetine veya kat irtifakına çevrilmiş yahut müstakil yapılarda kurulabilir. Devre mülk hakkı tapu dairesinde düzenlenecek resmi bir senetle kurulur. Bununla birlikte taraflar haklarını nasıl kullanacaklarına, taşınmazın korunmasına ve yönetimine ilişkin esasları içeren bir devre mülk sözleşmesi düzenleyip, bunu tapunun beyanlar hanesine kaydettirmelidirler.

Ancak genelde davaya konu olan sözleşmelerde, imza edildiği tarihte dahi mesken nitelikli, kat mülkiyetine veya kat irtifakına çevrilmiş yahut müstakil yapı söz konusu olmadığı gibi teslim tarihinde de mülk teslim edilmemekte ve üstüne üstlük imza ettirilen senetler de ciro edilerek icra takibine konu edilmektedir.

Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı halbuki sözleşmelerin geneli hangi türden olursa olsun zaten en baştan itibaren yok hükmündedir zira ayni hakka ilişkin bir taahhüt söz konusudur. Gayrimenkul satış vaadi cinsine girebilecek bu sözleşmede resmi şekilde yapılmadığı için TMK.706. Maddesi tapu kanunun 26. Maddesi ve Noterlik Kanunun 6. Maddesi gereğince geçersizdir.

T.C. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E. 2016/8881 K. 2018/6747 T. 7.6.2018 kararında;

“…Bu harici satış sözleşmesine konu bölümün inşaatın tamamlanması ve tapu dairesinde gerekli işlemlerin bitimi takiben alıcı adına “devredilecektir.” seklinde ifade edilen hükümle taraflar arasında devremülk satış sözleşmesi yapıldığı ve söz konusu sözleşmenin resmi şekil şartına tabi olduğu ve taraflar arasında imzalanan sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz sözleşmeye dayalı olarak tarafların verdiklerini iade edecekleri gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, az yukarda belirtilen hatalı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir…” Diyerek imzalanan sözleşmenin geçersiz olduğunu ifade etmiştir.

Bu sözleşmelere iliştirilen senetlerin ciro edildiğini ve üçüncü kişilerin iyi niyetli olduğunu düşünsek dahi 6502 Sayili Tüketicinin Korunmasi Hakkinda Kanun Temel ilkeler başlıklı 4. Maddesinin 5. Fıkrasında  “Tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebilir. Bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetler tüketici yönünden geçersizdir.” emredici hükmü öngörülmüştür. Görüldüğü gibi, burada kanundan doğan bir hükümsüzlük hali söz konusudur. Çünkü senetler kanunun emredici hükmüne aykırı olarak, nama yazılı değil de emre yazılı olarak düzenlenmişlerdir. Burada herkese karşı ileri sürülebilen mutlak hükümsüzlük hali söz konusudur. Senette sahtekarlık ve tahrifat da bunun gibidir.

 T.C. Yargıtay 13. Hukuk Dai̇resi̇ E. 2015/19350 K. 2017/4278 T. 12.4.2017 kararında:

“…Eldeki davada düzenlenen senetlerin nama yazılı değil emre yazılı olması nedeni ile tüketici yönünden HERKESE KARŞI GEÇERSİZDİR. Bu anlamda cirantanın iyiniyetli ya da kötüniyetli olmasının bir önemi yoktur…” demektedir.

Yine Nitekim, HGK’ nun 12.5.1999 tarih ve 1999/12-5567/6156 sayılı kararında;

 “Takip dayanağı senedin kayıtsız şartsız borç ikrarını içermediği ve taksitle mal alım sözleşmesi gereği verildiği anlaşıldığından, bu haliyle takip dayanağı belge TTK.nun 688. maddesindeki koşulları taşımamaktadır. Bu durumda borçlunun itirazları takip yapan hamile karşı da ileri sürülebilir. Borçlunun borcu kabulü de bulunmadığından 2004 Sayılı İcra İflas Kanununun 170/a-son maddesi hükmünün olayda tatbik yeri yoktur. Borçlunun itirazının bu sebeple kabulüyle takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.” şeklindeki içtihadı mevcuttur.

Ayrıca müşteri ön bilgilendirme formunun Devre Mülk Sözleşmesi ile aynı gün imza edilmesi de hukuka aykırıdır. 6502 TK’nun 50. Maddesi gereğince düzenlenen “(4) Tüketicilere aşağıdaki sözleşmelerin kurulmasından en az bir gün önce, Bakanlıkça belirlenen hususları içeren ön bilgilendirme formu verilmesi zorunludur:

a) Devre tatil sözleşmeleri

b) Uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri

c) Değişim sözleşmeleri

ç) Satıcı veya sağlayıcının, devre tatil veya uzun süreli tatil hizmetinin alınıp satılması hususunda tüketiciye yardımcı olduğu yeniden satış sözleşmeleri.” hükmüne göre bir gün önce verilmediği takdirde haksız şart oluşacaktır.

Tüm bu açıklanan nedenler ile kanuna, usule aykırı ve tüketiciyi yanıltacak şekilde düzenlenen sözleşmelerin hükümsüzlüğünün tespiti ile feshi talep edilebilir; verilen meblağlar; borçlu olunmadığının ve imza edilen senetlerin tüketici açısından hükümsüz olduğunun tespiti tüketici mahkemelerinde istenebilir.

UYARI Web sitemizdeki tüm yazı, makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Mustafa Çağrı Soyer’e aittir. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır.

Makale Yazarlığı İçinKişiler kendisi hakkında kısa bilgi vererek sitemizde yayımlanmak üzere info@soyerhukuk.com adresine gönderebilirler. “

Benzer İçerikler

Yorum Yapın